Hasret Göler
Mutluluk; herkesin ulaşmak istediği yegane hedef, eylemlerimizin arkasındaki en büyük motivasyon kaynağı… TDK’ya göre ise bir bahtiyarlık ve saadetlik hali, anlık hissedilen sevinç. Şöyle bir düşündüğümüzde biribirinden bağımsız görünen her eylem hatta eylemsizliğimizin arkasında yatan en nihayetinde “mutluluğa ulaşma” arzusudur. Sağlıklı, başarılı, şöhretli, rahat, güzel, şanslı ve sayamayacağımız daha birçok sıfata nail olmak mutluluğun tanımı olarak karşımıza çıkıyor. Böylesine soyut görünen bu duygudurum hali günümüzde bilim çevreleri tarafından formülleştirilmiş somut bir paket olarak hayatlarımızdaki yerini almakta.
Mutluluğu oluşturan hormonlardan biri olan dopamin fiziksel ve psikolojik sağlımız için oldukça önemli bir kimyasal. Harekete geçme, motive olma, huzurlu ve dinç hissetme, dikkatimizi toplama, kaliteli uyku, bilişsel becerilerin gelişmesi ve sayamadığımız birçok olgu dopamin seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle bu kimyasalın azlığı ya da fazlalığı ciddi sağlık sorunlarına yol açmakta ve yaşam kalitemizi ciddi anlamda etkilemektedir.
Dopamin açlığı nedir?
Beyinde ödül merkezini harekete geçiren çeşitli eylemlerin sürekli olarak gerçekleştirilmesi bu merkezin duyarlılığını kaybetmesine ve etkin çalışmasının önüne geçmekte. Sürekli sosyal medyada gezinmek, alışveriş yapmak, çikolata – şeker gibi keyif veren yiyecekler tüketmek, keyif verici madde kullanımı vb. aktiviteler haz duygusunu aralıksız besleyerek dopamin bağımlılığı yaratmakta böylece günlük aktiviteler ve görevler sıkıcı olduğu gerekçesiyle savsaklanmaktadır. Hazza gitgide daha fazla odaklanmak, dopamin bağımlılığını artırır ve zamanla keyif veren ne varsa ona karşı bir direnç gelişir. Yetersiz gelmeye başlayan keyif seviyesini artırmak için de birey davranışlarında aşırıya gitmeye başlar. Bunu yapmadığı zamanlarda ise bünyesinde dopamin açlığı denen durum gözlenir.
Dopamin açlığı durumunda karşılaşılan durumlar:
- depresyon, sürekli keyifsizlik ve sıkılmışlık hali,
- geçmeyen fiziksel ve psikolojik yorgunluk, tükenmişlik hali,
- harekete geçememe, sorumluluklardan kaçınma, sürekli erteleme hali
Yukarıda sayılan semptomlardan en az birini dönem dönem belki de hergün birçoğumuz hayatında mutlaka bir kez hissetmiştir. Günümüzde hayatını kolaylaştıran birçok imkana sahip olmasına rağmen modern zaman bireyi yine de zannedilenin aksine standart mutluluk seviyelerinin gerisinde. Hızlanan yaşam ve bilgiye erişimin artmasıyla birlikte, özellikle sosyal medyada olumsuz bilgilerin yayımı ve bu bilgilere sistematik maruziyet modern çağ bireyinin mutsuz hissetmesine sebep olmakta. Buna çare olarak birey beynin ödül merkezini uyararak dopamini yukarıda saydığımız kısa süreli zevklerle artırmaya çalışıyor ancak bu durum bağımlılığı yalnızca tetiklemekle kalmıyor, içinden çıkılması daha da zor bir hale getiriyor.
Dopamin açlığını gidermek için neler yapılabilir?
Neyseki bunun da çaresi var. Gün içerisinde yapılacak dopamin detoksu yani birtakım değişikliklerle bu durumu kontrol altına almak mümkün. Listeyelecek olursak:
- dopamin açlığına sebep olan bağımlılıktan bir süre uzak durmaya çalışmak,
- tetikleyicileri ortamdan uzaklaştırmak
- önceden planlama yaparak günlük rutinler oluşturmak ve bunları düzenli egzersiz, hobi, meditasyon gibi sağlıklı ve destekleyici aktivitelerden seçmek,
- kaliteli uyku düzeni oluşturmak,
- ihtiyaç duyulduğunda konunun uzmanından destek almak, gerektiğinde ilaç tedavisi veya terapi almak,
Yukarıda saydığımız maddelerle dopamin bağımlılığı ve açlığını kontrol altına almak mümkün ancak bunun için kendimize iyi bakmayı önceliklendirip, gerektiğinde destek almaktan çekinmemek gerekir.